7 Şubat 2012 Salı

Sandık Kokusu



Güneşin bin bir bilinmecesinde
Atlar tepinirken üzerimde
O gecesinde
Nerelerdeydiniz
Beklemiştim
Sesinizi ayaklarıma değdirip
Kapınızda yatmıştım

Ağzı büzülü torba gibi
Her şeyin en çok kenarında sessizim
Kötülemiş bir ihtiyarın bakışı şimdi
Silkinip sandık kokusunu
Naftalinli çamaşırlarımdan soyunsam sizi
Yaşanmış bir günü gecesinde bırakıp
Çeksem pervazını geçmişin

İçimde sizi boynumun bağından asarken
Nerelerdeydiniz
Tutmuş muydunuz bileklerimden
Bir kere en fazla
İki değil

Öpmeler olasım vardı kıvrımlarınızda
Neyin sancısı şimdi
Ağzımda çimen sapları
Paslı bir iğne gibi
Durmayın gidin
Taşlar yas tutmaz şimdi.

Ağustos'11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder