Aynalar kara çalıyor
İnsan koynu bir gümüş tepsi
İçine sığanın parmaksız elleri var
Kavuşmuyor geçitler altları bir kış ayına geçkin
Ham kuşlar ağaç diplerinde
Çekirdekleri kalmış baharın
Göğebakanın uçmaz kanatları var
Göğebakanın uçmaz kanatları var
Çağın sesi, ayın başı, maaşlar yolda
Bileti kesili ceplerin
Açılıyor avuçlarda kül rengi bir zaman
Biten bir günden habersiz
Çocuklar bekliyor analarını
Kapılarında eşikler ayaksız şimdi
Bu sessizlik herkesi yakar
Demircileri, topukçuları, marangozları
Gazozcular kurumuş ağızları bekliyor
Ve
Dilek-çiler dikişsiz cümleler çiziyor
Sayısız parmak kaybı kıştan beri
Korku evlerde korku bacalarda zifiri
Bu kış dolu yağdı çok
Mevsim ekmeksiz geçti
Mevsim ekmeksiz geçti
Kaşıklar boş
Korku çığlığa karışıyor
Ne zamandır duyulmuyor sesleri davulların
Bir ah yeter mi uzaktan duyulmaya herkesin
Sanrılı zihinde bir yaz
gecesi
Aynalar kara çalıyor
Görenlerin yüzü çiçeksiz