7 Kasım 2012 Çarşamba

Öyle



-Ya çok üzgün duruyorsun
-Yok aslında ifadem öyle.

Evet niye değil öyle. Çünkü. Yok çünkü.
Yol boyu kaldırımlar sayarken Arnavut gibi, yok yüklü gibi. Kamyon musun ne yükü ? Taşı babam taşı. Babam yahu kaç kilo mandalina taşımış ki ömründe.  Oysa mandalinalar kabuklarından kurrrtulmuş, kuuurutulmuş sobalarda, başkalarında, evlerinde.
Ha yük, çük yok bende.
Pardon kafaesrarı var bende
Migren niyetine
Sus havan kime
Şimdiye
İllaki kafiye
Uydurma be kadın önce sus sonra konuş. Konuşarak sus. Arada suiçpiç.

Ben yürüyorum arkadaşım rast gele rastık çeke çeke
 - Neyin var ne oldu niye üzgünsün?
Sen değil misin be adam ya kadın. Annem eninin körü derdi ben nasıl yazılır bilmem. Elimintersiyleterliğimintepesiyleyüzümüşakşukalamak gibi bir şeydi. Ben bilmem annem bilir.
Teyzem var adı Yeter. 5. çocuk son olsun diye Yeter olmuş. Köyün imamı ezana dururmuş. Yeter diye diye dedemi namaza çağırırmış. Dedemin aklı ayıpta. Yorganda. Yani Yeter dedemin çüküne yetmemiş.
Ahh 6
Ohh 7
Uhh 8
Sayı sayı Yeter. Sonra olan olmuş Yeter’e yetmemiş yetmişinde hiçbir şeye.

İnsan kusurludur. Orasına burasına dikiş atılmış canlıdır. Çorap söküğüdür. Yırtık pırtıktır. Maymunları güldürür sonra öldürür. İnsan önce derde ortak olur. Heveslidir. Kollar sıvazlanır ve Dert Anonim Şirketi kurulur. Lakin depodaki dertler fazla gelir alıcısı olmadığı için şirket batar.
İnsanın bir tüylüsü vardır bir de tüyü bitmeyeni. Tüh ki tüh. İnsan türlü türlüdür. İçindeki gediklere bakmadan arkadaşının içindeki oyukları deşer de deşer. İnsan kusurludur lakin kusurunun şüphesinde bile değildir.

Ama yeter. Siz evet. Yüzeydesiniz ve batmak nedir bilmezsiniz.  Ama yeter. Teyzeme yeter. Bana yeter.

Hüznümün odalarına yerleştirmeyeceğim sizi. Koltuklara sevda etmeyeceğim. İçimi tığ tığ edip havlu kenarlarına dokusanız da göstermeyeceğim size kendimi.
Sözgözarpacık. Sözünüze asker olamadınız. Dilin şehveti yılanı kudurtur ya sözünüze yalan oldunuz. İfadem öyle yüzüm öyle. Hüzün öyle yakışanıdır insanın. Görmediniz. Gözün gördüğü önünüz. Gözün arkasına sığamadınız. Mesela ‘bir kuşu dilinden öpmediniz hiç. Kuşlar vardır mavisinde gök gözün. Uçmayı bilmediniz. Şiirler vardır beyazın içinde kara kara. Yazarken şiir sandınız. İçine dolarsınız sandınız. Sanmaların içinde saçmasınız.
Hüzün ateş tüyü dokunmaya korktunuz.
Kemik sürüsü iştahlarınız var doymak bilmeyen.
Ama şimdi siz artık yetiniz.


1 yorum: